SGK PRİM BORCU NEDİR?
Bilindiği üzere 5510 Sayılı Kanunun 1. Bölümünde Sigortalılara İlişkin Hükümler başlığında düzenlenen 4/a maddesi kapsamında hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar şeklinde tanımlanmış personellerin, çalıştıkları ay içerisinde, çalıştıkları gün sayısı ile prime esas kazançlarının, ait aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesiyle, işverenleri tarafından çalıştıkları ayı takip eden ayın 26’sına kadar, Sosyal Güvenlik Kurumuna verilmesi zorunludur. Hizmet Akdine Tabi Olanlar Açısından Prim Oranları (5510 Sayılı Kanunun 4/1 (a) Bendi Kapsamında Olanlar için ödenmesi gereken prim oranları ise toplamı %37,5 olup bunun %22,5’i işveren, %15 i ise sigortalıların ücretlerinden kesilen paydan oluşmaktadır.
Her bir çalışan için bu şekilde düzenlenen aylık prim hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin en geç çalıştıkları ayın 26’sına kadar kuruma verilmesiyle birlikte tahakkuk eden primlerin ödenme süresi ise bildirgenin ait olduğu ayı takip eden ayın ayın son günüdür.
Tahakkuk süreci bu şekilde tamamlanan prim alacaklarının süresi içinde ve tam olarak ödenmemesi halinde ödenmeyen kısmı, ödeme süresinin bittiği tarihten itibaren ilk üç aylık süreyle sınırlı olmak üzere ödenmediği her bir ay için %3 (%2) oranında gecikme cezası uygulanarak arttırılır ve her ay için bulunan bu tutarlara ödeme süresinin bittiği tarihten primler ödeninceye kadar her ay için ayrı ayrı * gecikme zammı hesaplanır.
PRİM ÖDEME YÜKÜMLÜSÜ
Tahakkuk süreci detaylıca anlatılan primlerin ödenmesi sürecinde, prim ödeme yükümlüsünün kim olduğu 5510 sayılı kanunun 87. Maddesinin a bendinde, 4A sigortalıları çalıştıranların *işverenleri olarak açıkça tanımlanmıştır. Peki prim ödeme yükümlüsü olarak tanımlanan işveren, kimdir? Bu detayın üzerine odaklanmak, prim borçlarının ödenmemesi durumunda sorumluların tespitinde çok önem kazanmaktadır. Bu sepele 5510 sayılı kanunda tanımı yapılmamış olan işveren kavramı için 4857 sayılı İş Kanununun 2. Maddesine bakmak gerekir. İlgili maddede işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanımdan yola çıkarak sosyal güvenlik kurumuna aylık olarak beyan edilen prim hizmet bildirgelerinin ödenmesinden sorumluluğun öncelikle o işçiyi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi ile tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlarda bulunduğu görülmektedir. Bu taktirde ödenmeyen prim borçlarında prim ödeme yükümlülüğü, işverenin Türk Ticaret Kanununa göre hangi kapsamda kurulduğuna göre değişecektir. Biz bu yazımızda üzerinde en çok ihtilaf bulunan tüzel kişiliğe haiz işverenlerin ödenmeyen prim borçları üzerinde duracağız.
LİMİTED ŞİRKETLERİN ÖDENMEYEN PRİM BORÇLARI
5510 Sayılı kanunun 87. Maddesinde prim ödeme yükümlüsü olarak tanımlanan işverenlerden, Türk Ticaret Kanununa göre tüzel kişiliğe haiz olarak kurulmuş sermaye şirketlerinden sayılan limited şirketlerde; prim borçlarının asıl ödeme yükümlüsü, iş kanunundaki işveren tanımında dolayı, tüzel kişiliğin kendisidir. Çünkü bu şirketlerde iş sözleşmesinin tarafı olarak işçi çalıştıran taraf bizzat tüzel kişiliktir. Dolayısıyla o tüzel kişilik çalıştırılan işçilerin işvereni sıfatıyla prim borçlarının ödenmesinden öncelikli sorumludur. Tüzel kişiliğin kendisi sahip olduğu varlıklar ile bu borçların ödenmesinden yükümlüdür. Alacaklı amme idareleri prim borçlarının ödenmesi için *usulüne göre başlatılan cebri takip işlemleri neticesinde alacağını şirket malvarlıklarından tahsil yoluna gidebilir. Peki limited şirketlerin ortakları sosyal güvenlik kurumuna olan bu borçların ödenmesinden sorumlu tutulabilirler mi? Bu konunun detaylıca ele alındığı yazımıza göz atın Bkz. Limited Şirket Ortaklarının Borç Sorumluluğu